"Erdoğan'ın evine JİTEM takibi"

Malatya'da üç kişinin ölümüyle sonuçlanan katliam davasının kilit tanığı Erhan Özen'den şok iddialar..

27 Şubat 2012 Pazartesi 15:43
 Malatya'da üç kişinin ölümüyle sonuçlanan katliam davasının kilit tanığı Erhan Özen'den şok iddia: "AK Parti'yi kurma çalışmalarının sürdüğü 2001 yılında Başbakan Erdoğan'ın Üsküdar'daki evini JİTEM adına takibe aldık. Yakınındaki fırında işe girip üç ay boyunca bilgi topladım. Bilgileri üstüm Yusuf'a verdim. Turhan Çömez'in de Başbakan'ın evinin krokilerini Yusuf'a verdiğini biliyorum."

Zirve Yayınevi davasının son duruşmasında tanık olarak verdiği ifadenin ardından azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan Varol Bülent Aral'ın tutuklanmasına neden olan Erhan Özen, olay yaratacak açıklamalarda bulundu.

JİTEM'in eski haber alma elemanı olduğunu belirten ve gasp suçundan tutuklu bulunduğu Çorum İskilip Cezaevi'nden iki günlük özel izinle çıkan Özen, Zirve Yayınevi, Hrant Dink ve işadamı Üzeyir Garih cinayetlerinin perde arkasında aynı kişilerin yer aldığını söyledi.

2004 yılına kadar JİTEM'e çalıştığını belirten Özen, Ergenekon sanıklarından emekli tuğgeneraller Veli Küçük, Levent Ersöz ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'le Kalender Orduevi'nde görüştüklerini, emirleri üstü olan ve ağabey olarak tanımladığı 'Şiran' ve 'Yusuf' adlı kişilerden aldığını anlattı. İşte Özen'den çarpıcı iddialar:

"Başbakan'ın sokağındaydık"

- 2001 yılında Başbakan Recep Tayip Erdoğan, AK Parti'yi kurma çalışmalarını yürütürken Üsküdar'daki evinin yanında bulunan fırında üstlerim tarafından işe başlatıldım. Üç ay boyunca mahallenin bütün bilgilerini rapor halinde üstüm olan Yusuf'a teslim ettim. Yusuf'la yaptığım görüşmelerden, Turhan
Çömez'in de kendilerine Başbakan'ın evinin detaylı krokilerini verdiğini biliyorum. Yusuf'ta evin detaylı krokileri vardı. Mahallenin giriş çıkış bilgilerini de ben tutmuştum.

- Muzaffer Tekin, Özal'ın ölümüyle ilgili kendisinde belgeler olduğunu söylüyordu. Kendilerine çok güveniyorlardı. Sık sık 'Bize bir şey olmaz. Arkamız çok güçlü. Bizim çalıştığımız insanlar bu ülkede her isteğini yaptırabilen insanlar. Bizimle kimse uğraşamaz işte Turgut Özal'ın, Eşref Bitlis'in akıbetini görüyorsunuz' diyerek gözdağı veriyorlardı.

"Cezaevine düşmeseydim katliamda görevli olurdum"

- 2006'da cezaevine düşmeseydim adım gibi biliyorum ki hem Hrant Dink hem de Zirve Yayınevi gibi büyük olaylarda bire bir görevli olacaktım.

- Zonguldak'ta 2004 yılında iki cinayetimiz vardı. İfadelerim doğrultusunda Zonguldak'ta kazı yapıldı. Ancak bir şey bulunamadı. Yapılan incelemede bölgede bir süre önce kazı yapıldığı doğrulandı. İhbarımdan önce cesetleri çıkarmışlar. Şile kazılarının ihbarını da ben yaptım.

- Dink cinayetinde Samsun-Trabzon hattı çizildi. Özellikle bölgenin hassasiyetini biliyorduk. Yasin Hayal, Osman Hayal ve Erhan Tuncel'in isimlerini biliyorduk.

"GARİH, kendi kendini yedi"

- Yahudi işadamlarına JİTEM'e finans kaynağı sağlamak için baskı vardı. Bunlar arasında Jak Kamhi ve öldürülen Üzeyir Garih de bulunuyordu. Jak Kamhi'nin Baltalimanı'nda bir mekanı vardı. Orada da bir ay boyunca görüntüleme işlemi yaptım. Bu takibi tek başıma gerçekleştirdim. Bilgileri üstlerime verdim. Daha sonra üstlerimden Jak Kamhi'nin isteklere olumlu karşılık verdiğini, Üzeyir Garih'in ise reddettiğini, kendi kendini yediği duyumunu aldım.

- Üzeyir Garih cinayetinde yer alan 'İnci' kod isimli kadın aynı zamanda Hrant Dink cinayetinde de görev aldı.

HSBC saldırısında oradaydık

- Garih cinayetinde Ergenekon sanığı Fikri Karadağ'ın rolü büyüktü. Yine o bölgede jandarma istihbaratında görevli Bülent adında bir yüzbaşı vardı. Bülent yüzbaşıyı 2003'te HSBC'nin bombalanması olayından sonra olay yerinde gördüm. Biz de yarım saat sonra oradaydık. Olayda onun bağlantısı da var. Bununla ilgili Ergenekon'da ifade verdim. Olay yerine gittiğimizde Yusuf ile Şiran, bu şahsı eliyle koymuş gibi buldular. On dakikalık bir görüşme oldu. Olay gerçekleşmişti, biz hemen oradan uzaklaştık. Peşimizden Bülent Yüzbaşı da Hasdal istikametine gitti. Yener Yermez olayını bire bir ayarlayan Bülent Yüzbaşı. Bu şahsın Fikri Karadağ'la irtibatlı olduğunu biliyoruz.

- JİTEM adına iki kez yurtdışına çıktım. Birinde Belçika'da DHKP-C lideri Dursun Karataş ile görüştük. Görüşmede üstüm Yusuf da vardı.

E. Albay Doğan: Yeşil mükemmel bir istihbaratçıydı

“Ergenekon” davası sanığı emekli albay Arif Doğan'ın faili meçhul cinayetlerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında alınan ifadesi, aralarında eski Kayseri Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz'ün de yargılandığı 7 sanıklı dava dosyasına konuldu. Emekli Albay Doğan, ifadesinde JİTEM'i kendisinin kurduğunu ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın maaşlı bir ajan olarak çalıştığını söyledi. Doğan, Yeşil'i mükemmel bir istihbaratçı olarak anlattı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturma kapsamında talimatla İstanbul'da savcıya ifade veren emekli albay Arif Doğan'ın ifade tutanakları, aralarında emekli Albay Temizöz'ün bulunduğu 7 sanıklı dava dosyasına konulmak üzere Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

Emekli albay Doğan, 3 sayfadan oluşan ifadesinde, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde İstihbarat Şube Müdürü olarak çalıştığı dönemde, Türkiye genelinde görev yapmak üzere komutanlık talimatıyla Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ağı kurduğunu belirtti.

JİTEM'İ BEN KURDUM

Söz konusu hususun “genel komutanlığın emri, İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının onayıyla” gerçekleştirildiğini kaydeden Doğan, şunları ifade etti:

“Gerek jandarma gerek polis mıntıkasında, bakan emriyle istihbarat çalışmaları yapıyorduk. İstihbaratlar sonucu elde edilen bilgi ve belgeler jandarma ve polis yetkililerine teslim edilerek operasyonel faaliyetler onlar tarafından gerçekleştirilirdi. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığının yapılanması iller bazında istihbarat tim komutanlığı şeklindeydi. JİTEM de operatif istihbarat birimiydi. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığının istihbarat toplayarak ilgili mercilere bildirmesi sonucu yapılacak operasyonel faaliyetlerdeki gecikme ve bir kısım sıkıntılar dolayısıyla ortaya çıkan ihtiyaç nedeniyle Jandarma Genel Komutanlığı emriyle Jandarma Asayiş Bölge Komutanlığı bünyesinde ikinci bir emre kadar JİTEM 'Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele Grup Komutanlığı' adı altında deneme amaçlı bir kadro oluşturuldu. JİTEM'in kurucusu benim ve bu yapının oluşturulması emrini veren hatırladığım kadarıyla Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Burhanettin Bigalı idi. JİTEM'in görev alanı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği sınırları içerisinde kalıyordu. 1990 yılı sonrasında JİTEM adı altında yürütülen olaylar ve faaliyetler hakkında herhangi bir bilgim yoktur.”

Kendisinde geçici hafıza kaybı bulunduğunu kaydeden Doğan, 1990 yılında söz konusu görevi Albay Veli Küçük'e devrettiğini, OHAL sınırları içerisinde kalan JİTEM ile ilgili yetkilerini ise kimseye devretmediğini ifade etti.

BİR ASKERİN 100 BİN DOLAR KARŞILIĞINDA IRAK'A TESLİM EDİLDİĞİ İDDİASI

Diyarbakır'daki özel yetkili savcı tarafından hazırlanan ve emekli albay Arif Doğan'a sorulan sorular arasında, avukat Tahir Elçi'nin geçen yıl Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği suç duyurusunda yer alan, “21 yıl önce Antalya'da askeri birliğinden alınan Mehmet Kılıç'ın 100 bin dolar karşılığında Irak devletine teslim edilmesi” iddiaları da yer aldı.

Doğan, ifadesinde, söz konusu iddiaların doğru olmadığını, bu olayla ilişkisi bulunmadığını belirtti.

Mehmet Kılıç'ın sonradan “Meho Gevdan” olduğunu öğrendiğini kaydeden Doğan, “Bu şahıs Saddam'ın baskılarından kaçarak gelen şahıslardandır. Bir aşiret reisiydi. Bu olayı sonradan duydum. İbrahim Babat'ın kod ismi 'Meti' idi, kendisi Suriyeliydi. Şaban Bayram da astsubaydı. Bunlar Silopi bölgesinde görevliydiler. Benim kurduğum JİTEM'in personeli değildiler. Bunlar Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığının görevlileridir. Ben 'Saddam'a teslim edildi' diye bir şey duymadım. Para karşılığında Irak istihbaratına teslim edildiğini duydum” dedi.

Avukat Elçi, suç duyurusu dilekçesinde, 12 yıl boyunca Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Zaho Bölge Peşmerge Komutanı olarak görev yapan Mehmet Kılıç'ın, Saddam Hüseyin yönetiminin, Kürtlere karşı kimyasal silah kullanması üzerine ailesiyle Türkiye'ye kaçarak Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine yerleştiğini kaydetmişti.

Hakkında idam kararı bulunan ve aynı zamanda Türk vatandaşı olan Kılıç'ın 1989 yılının ocak ayında vatani görevini yapmak üzere Antalya 3. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığına teslim olduğunu belirten Elçi, suç duyurusu dilekçesinde şu ifadelere yer vermişti:

“Kılıç, burada vatani görevini yapmakta iken o dönem Diyarbakır ve Silopi JİTEM komutanları olan şüpheli Arif Doğan ve halen hayatta olmayan Ahmet Cem Ersever'in talimatıyla JİTEM üyesi jandarma astsubayı Şaban Bayram ve Tokat-Niksarlı Erol adlı er tarafından Antalya'daki birliğinden alınmak istenmiş, adı geçenler tarafından alınıp götürülmek üzere birlikteki komutanları tarafından çarşı iznine çıkarılmış, birlik nizamiye kapısından alınmış, elleri arkadan bağlanarak Silopi'ye getirilmiş ve burada JİTEM komutanları tarafından 100 bin dolar karşılığı Irak devlet yetkililerine teslim edilmiştir.”

YEŞİL MÜKEMMEL BİR İSTİHBARATÇIDIR

Emekli albay Arif Doğan, ifadesinde, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ı tanıdığını belirterek, şunları kaydetti:

“Kendisi mükemmel bir istihbaratçıdır. İcraatları hakkında bilgim yoktur. Kendisi Bingöl-Tunceli ve Muş bölgelerinde görev yapmıştır. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığına bağlı bir elemandı. Maaşlı bir ajandı. Kendisinin iki sene çalıştığını biliyorum. En son 1994 yılında Niğde Jandarma Alay Komutanı olduğum dönemde bana uğradı. Bir görevden döndüğünü söyledi. Hangi görevden döndüğü konusunu konuşmadık. Yemek yedik. Bu süreçten sonra da kendisiyle görüşmemiz olmadı. Mahmut Yıldırım'ın vatanperver biri olduğunu bilirim.”

“MUSA ANTER'İ KİMLERİN ÖLDÜRDÜĞÜNÜ BİLMİYORUM”

Faili meçhul cinayetler konusunda bilgisi olmadığını ifade eden Doğan, yazar Musa Anter'in öldürüldüğünü sonradan duyduğunu, kendisini tanıdığını belirtti.
Musa Anter'in Kürt milliyetçisi olduğunu kaydeden Doğan, onun kimler tarafından öldürüldüğünü bilmediğini ancak kişisel kanaatinin bu işi terör örgütü PKK'nın yaptığı yönünde olduğunu ileri sürdü.

Faili meçhul cinayetlerle isminin anılmasından ciddi rahatsızlık duyduğunu belirten Doğan, ifadesinin son bölümünde şunları belirtti:

“Görev yaptığım sırada toplu çatışmalar haricinde hiçbir kimseye tetik çekmedim, kimseye bu konuda emir vermedim, tetik çektirmedim. Benim hakkımda asılsız iddialarda bulunan şahısların benden daha üst görevli olmasını beklerdim. Mevcut durum karşısında beni yargılayanın Türkiye Cumhuriyeti yargı mekanizmaları olduğuna inanmıyorum. Beni asıl yargılayan PKK'dır. Mahkeme ve savcılık birimlerine asılsız iddialarla gelmektedirler. JİTEM'i ben kurdum. Geçici emirle denenmek üzere kurulmuş bir ünite, yapıdır. Kadrolu bir yapısı yoktur.”

TURHAN ÇÖMEZ'DEN JET YANIT

Akşam gazetesinin bugünkü ( 26.10.2010 tarihli ) sayısında , “Erdoğan’ın evini Jitem adına takibe aldık” başlıklı bir haber yayınlanmıştır. Haberin içeriğinde “Turhan Çömez’in de Başbakan’ın evinin krokilerini Yusuf’ a verdiğini biliyorum” şeklinde bir iddiaya yer verilmiştir.

Ortaya konan bu iddia bütünüyle yalan, iftira ve alçakça bir kurgudan ibarettir.

Hiç tanımadığım ve bilmediğim kişilerce ortaya konan bu kurgunun hem piyonları hem de senaristleri bilsinler ki; kirli emellerine asla ulaşamayacak ve yalanlarının altında kalacaklardır.

Sayın Başbakan’ın mahremiyetine gösterdiğim ihtimamı ve yaptıklarımı en iyi bilecek ve takdir edecek olan kendisidir.

Sayın Başbakan’dan ricam şudur: Lütfen tüm imkânlarınızla, bu çirkin ve alçakça iftiraların üzerine gidin, en ince ayrıntısına kadar araştırın, hakikatin ortaya çıkmasına yardımcı olun. Ve benim üzerimden sizi istismar etmek isteyen alçakların oyunlarını bozun.

Türk Milletine samimi çağrım şudur: Uzun süredir devam ettirilen bu yalan rüzgarına, iftiralara inanmayın, kanmayın. Kirli bir el, gerçekte beni değil, sizi ve düşüncelerinizi hedef almaktadır. Aklınızı ve düşünce yeteneğinizi teslim almak isteyen anlayışlara lütfen izin vermeyin.

Bu alçakça iftira yargıya taşınacak ve muhatapları bunun hesabını verecektir.

Aziz milletimizin takdirlerine saygı ile arz ederim.

04haber250x250 -->

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    Hava Durumu
    NAMAZ VAKİTLERİ
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    Arşiv