“Cumhuriyet ve demokrasi, milletimizin engin tarihi birikimine ve karakterine en uygun yönetim biçimidir. Kuruluşundan nice yıllar sonra ortaya çıkan tarihine ve coğrafyasına yabancılaşmış zümrenin iddiasının aksine Cumhuriyet, sözde elitler tarafından değil bizzat bu milletin tüm unsurları tarafından kurulmuştur. Asla belli bir grubun rejimi değildir. İlanı öncesine ait olan bölünme korkusunun bugün bile bir tehdit ve bir sindirme amacı olarak görülmesi Cumhuriyet’imize ve ideallerine terstir. Tehlikede olan rejim değil, bu korkulardan nemalanan çevrelerin imtiyazlarıdır. Hakimi, savcısı, askeri ne kadar sahibiyse, işçi de, sokaktaki vatandaş da Cumhuriyet’in o kadar sahibidir”
“Türkiye Cumhuriyeti bugün, dünya genelinde örnek gösterilen bir konuma ulaşmıştır. Fakat Ankara’dan çıkamayanlar bunu hissedemezler. Sadece bedenen değil, zihnen çıkamayanlar da bunu hissedemezler”
“1940’lı yıllarda, Ankara’nın Ulus semtine, kıyafeti uygun değil diye kasketli gariban köylülerin girmesi yasaklandı. Yani milletin girmesi yasaklandı. Sakal, bıyık yasaklandı. Aynen şimdi olduğu gibi üniversite kapılarında genç kızların başörtüsü yasaklandı. Darbe yapanların eleştirilmesi yasaklandı. Bu yasakları koyanlar, Cumhuriyet’i koruma bahanesinin arkasına sığınıyorlar. Cumhuriyeti cumhurdan koruyarak, belli bir zümrenin hakimiyeti altına almak isteyen bu çarpık anlayışlar sadece bu kavrama haksızlık etmedi. Türkiye’nin gelişimine de set çektiler. Halka yabancılaştılar. Bugün Cumhuriyet, halka yücelmektedir”
Türk lirasının altı sıfırını atacağımız zaman, birilerinin köşelerinden neler yazdığını düşünün. Enflasyon patlar diyorlardı ne oldu? Şimdi gerçek ortada. Trt şeş açınca bölündük mü? Bu evhamlara prim vermiyoruz. Pompalanan korkuların ne kadar boş olduğunu milletçe gördük. Bu Cumhuriyet çıtkırıldım bir Cumhuriyet değildir”
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!