"Başkanınızı tanırım, iyi adamdır"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan referandum öncesinde yaptığı açıklamalarda Merkez Bankası’nın faiz indirmemesini “Parayı yönetmede en başarılı ülkelerden biri İsrail’dir.

İsrail’deki finans yönetimine, kredi faizlerine bakın. Oralardan bir şey kapmıyormusunuz?” sözleriyle eleştirerek, İsrail Merkez Bankası’nı örnek gösteriyordu. İsrail İstanbul Başkonsolosluğu’nun düzenlediği ülke tanıtım gezisinde görüştüğümüz İsrail Merkez Bankası Başkanı ve 2001 Krizi ile hatırlanan eski IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’e Erdoğan’ın bu sözlerini hatırlattık.

Fischer buna karşılık, “Bizim kanunlarımız açık. Öncelik fiyat istikrarındadır. Bu varsa büyümeye destek oluruz. Bizim Avrupa kadar sıkı hedef aralıklarımız yok, ancak enflasyon hedeflemesi uzun vadede ekonomi için yararlıdır” diye konuştu.

Merkez bankalarına ‘faiz düşür’ talebiyle gelenlere ‘tamamama daha fazla enflasyon istiyormusunuz?’ diye sorulması gerektiğini belirten Fischer, “Finansal istikrarı zora sokabilirsiniz. İşte bu yüzden merkez bankaları bağımsızlığını böyle zor kararlar alabilsinler diye hep savundum” dedi.

‘İYİ ADAMDIR’

Kendisi ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın Euromoney tarafından en iyi merkez bankası başkanları arasında gösterildiğinin hatırlatılması üzerine Fischer, “Merkez Bankası Başkanı’nızı tanırım, iyi adamdır.Merkez bankası başkanlarının işi budur. Faiz kararları ülke hazine yönetimlerinin elinden alındı, çünkü bazen sevilmeyen karar almak zorunda kalınır” şeklinde konuştu.

‘Kurlarda belli oranda değer artışına izin verilmeli’

Düşük kur sorununa yönelik değerlendirmesini sorduğumuz Fischer, şunları söyledi: “Washington’da ‘Gelişmekte olan ülkeler geçmişte Batı’nın finansal istikrarından ihracatlarını artırarak yararlandılar. Şimdi ABD’ye büyümesi için fırsat verilmeli. ABD’nin daha fazla ihracat yapabilmesi için para birimlerinin değerlenmesine izin vermeliler’ diye konuşuluyor. Çin’e yönelik bir argüman gibi gözükse de aslında Kore, Brezilya, Malezya gibi ülkeleri de hedef alıyor. Global endişeleri gidermek için belli bir değerlenmeye izin vermeliyiz. Ama ne kadar? ‘Global düzeltmeye katılmayacağız’ deme hakkımız yok.”