- Bugün piyasalarda durum nedir?
(Kahkahalar)
- Gördüğüm kadarıyla müthiş bir yoğunluk var burada. Uyandığınızdan itibaren bir gününüz nasıl geçiyor?
Gülay Afşar: Uyanır uyanmaz eminim bütün arkadaşlarım ya radyo ya televizyon açıyor, elinde bulunan o anki kaynaklar neyse hepsini değerlendirerek bir gündem belirlemeye çalışıyor.
Melda Yücel: Sürekli BlackBerry ile yaşıyorum. Yolda, trafikte çalışırım. Antenlerimiz açık. Haberci gözümüz uyumuyor. Hatt fazlasıyla çalışıyoruz.
İnci Özkasnak: Akşam Amerikan piyasasını kapatıp yatıyorum. Rakamlara bakıyorum, fiyatlar ne olmuş, ne konuşulmuş diye. Her sabah mutlaka işe gelirken elimde telefon, hastalık halinde sürekli haberleri takip ediyorum.
Burçak Önder: Canlı yayında doğaçlama konuştuğumuz için anlatacaklarımızı kafamızda belirliyoruz. Yazılı metne çok da bağlı değiliz. Dolayısıyla programımıza ilişkin tüm gelişmeleri çabamızla yaratmamız gerekiyor.
- Siz rüyalarınızda sürekli parite, dolar, borsa endeksi görüyorsunuzdur...
M. Yücel: Doğumuma 2 hafta kala hala yayındaydım ve kriz olduğu dönemdi. Arkadaşlarım 'Çocuğun kafasını şimdiden karıştırdın bu rakamlarla' derdi. Şimdi kızım 2 yaşında ve 1'den 10'a kadar sayabiliyor.
G. Afşar: Yaşam tarzımız oldu.
HER BAŞARILI KADININ ARKASINDA ANLAYIŞLI BİR BİR ERKEK VAR
- Burası kadınların ele geçirdiği bir kanal olsaydı nasıl olurdu?
M. Yücel: Hayatın içinde de bu yok ki! Allah kadın ve erkek olarak yaratmış. Sadece kadınların olması yaşamın dengesi açısından ne kadar sağlıklıdır bilemiyorum. Mutlaka bazı şeyleri paylaşıyoruz, farklı bir gözle bakıyoruz. Farklı okumalarımız ve farklı reflekslerimiz olabilir. Sadece kadınların olması tuhaf olurdu.
G. Afşar: Kadın daha özenli daha titiz olabiliyor. Karar alma mekanizmasında bu grubun kadının da görüşünü alan bir yanı var. Hiçbir zaman kadın olduğumuz için ayrıcalık veya geride kalma gibi bir durum yaşamadık. Biz belki de medyadaki şanslı kadınlarız.
- Peki, hiç kadın olmanın zorluklarını yaşamadınız mı? Evde ya da işte kadının önde olması erkek tarafından çok da sindirilemez ya...
G. Afşar: Böyle dik durabilmek ve iş dünyasında etkin olabilmek için belki ailemizin çok anlayışlı olduğunu hissettik. Elbette iki çocuk sahibi evli bir kadının bu kadar iddialı olması mümkün müdür? Zorlukları var ama ailem de bana saygı gösterdiği için biz bu yola çıkabildik.
M. Yücel: Burada erkeğin gücü ortaya çıkıyor. Belki her başarılı kadının arkasında anlayışlı bir erkek var.
- Bulabilirsek tabii...
İ. Özkasnak: Doğru... (Kahkahalar)... Hem ailede hem de meslek hayatında yoğun bir emek sarf ediyorlar. Meslek hayatında başarılı olan kadınların, erkeklere göre çok daha fazla çaba sarf ettiğine ve çalıştığına inanıyorum.
G. Afşar: Çocuk da yaparım, kariyer de kulağa hoş geliyor ama fedakarlık yapmanız gerekiyor.
-Hem böyle yoğun bir iş hem eş hem de çocuklar... Memnun musunuz? Bir daha dünyaya gelseniz aynısı mı olurdu?
G. Afşar: Bir daha dünyaya gelsem bugüne kadar ne yaptıysam aynısını yaparım.
M. Yücel: Ben de. Şu ana kadar beni en çok mutlu eden bir kızım, iki işim. Sırası değişebilir.
G. Afşar: Onlara böyle daha faydalı oluyorum. Mutlu bir anneyim çünkü. Onlara biraz az zaman kalıyor ama iyi bir planlamayla çocuklarla keyifli vakit geçirebiliyoruz.
EKONOMİ YAYINLARINDA BİLE EĞLENİYORLAR!
- Bekarlar bu işe ne diyor?
İ. Özkasnak: Ben o enerjiyi kendimde göremiyorum. Ev hayatı ve başkalarının sorumluluğunu alabilecek dönemde değilim.
B. Önder: Herhalde evli olup çocuk sahibi de olunca bir güç geliyor insana. Hamile olup çalışan arkadaşlarım canlı yayına çıktılar, izin kullanmadılar ve programlarını hafifletmediler.
M. Yücel: 'Sen hamilesin, yapamazsın' denmesi bana çok ağır gelmişti. Ne demek? Hamile olmak daha hassas ve o işi yapamayacak demek değil ki. Birçok kişiden daha çok performans göstermiştim.
- Bu yoğunlukta şöyle bir durup 'ben ne yapıyorum, çalışırken hayat da gidiyor' düşüncesine kapılmaz mısınız hiç?
G. Afşar: Onların yaşı daha el vermiyor. (Gülmeler)... Ben emeklilik planları yapmaya başladım mesela. 50 yaşından sonra Cunda'ya çekilmeyi düşünüyorum. İki-üç sene önce kazık kakmak konusunda niyetliydim ama şimdi düşünmüyorum.
- Ekonomi konuşmak ve ekonomi haberleri sunmak sıkıcı değil mi? (Hep bir ağızdan gülüyorlar)
G. Afşar: Kendi adıma çok eğlenceli kıldım. Ekonomi yayınlarımda epeyce eğlendim.
M. Yücel: Ben de gerçekten çok seviyorum. Kuaföre bile gitsem elimde telefon konu çalışıyorum ve bundan haz aldığımı fark ettim. Bir şeyin farkını görmek ve herkesin anlayabileceği bir dilde sunmak beni çok mutlu ediyor.
İ. Özkasnak: Özellikle herkes borsayla ilgilenmiyor. Birçok insana sıkıcı gelmesi mümkün. Ben mesela makro tarafını çok severim.
- Makro tarafı derken?
İ. Özkasnak: Genel ekonomik büyüme. Ekonominin herkesi ilgilendiren yanlarını konuşmayı seviyorum. Emekli bir öğretmen, astsubay doların ne olacağını soruyor. Sdnuçta herkesin parayla bir işi var.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!